Festivaller ve ticariversiteler

Festivaller ve ticariversiteler

Kerem Görkem
09 Mayıs 2014

 

6-9 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa Yerleşkesi’nde İTÜ FEST adı altında birtakım etkinlikler düzenleniyor. Programda, hafta boyunca devam edecek olan yarışmalar, workshoplar ve oyunların dışında her gece, adını herkesin aklına ev sahipliği yapmak üzere kiralandığı büyük bütçeli konserlerle duyuran İTÜ Stadyumu’nda, popüler kültürün mihenk taşlarından olan kimi sanatçıların konserleri var. Örnekse 9 Mayıs akşamı Tarkan sahne alacak ve biletler biletix’ten temin edilebiliyor.

Okuduğunuz paragraf size festivalin “tanıtım yazısıymış gibi” gelebilir, ama ben sadece neler olduğunu anlatıyorum. Nereden bakılsa ticari bir etkinlik olduğu için “tanıtım yazısı değilmiş gibi” aktarmak mümkün değil. Tam da bunun üzerine yazacağım. Yukarıda bahsettiğim, İTÜ Stadyumu’nda gerçekleşecek olan konserlere gidebilmek için, İTÜ öğrencisi olsanız dahi bilet satın almanız gerekiyor. “Bahar Şenlikleri”nden “festival”e evrilen bu yolda değişimin ne denli korkunç olduğunu ve karşı karşıya kalınan durumun “bahara hiç de yakışmadığını” göstermek için bilet fiyatlarına bakmak yeterli: Kombine fiyatı 86,50 lira olarak belirlenmiş. Bu tutarı ödeyip bilet aldığınız takdirde İTÜ Stadyumu’nda konserleri seyredebiliyorsunuz. Bunun için İTÜ öğrencisi olmanız da gerekmiyor. Yılın herhangi bir zamanında kampüs sınırları içine girebilmeniz neredeyse imkânsızken, festival günlerinde güvenlik görevlilerine “konser için” geldiğinizi söylerseniz, güler yüzle karşılanıyorsunuz. Öte yandan, kombine değil de günlük bilet alacak olursanız, her geceki konserler için 20 lira ödemeniz gerekiyor –Tarkan dahil değil! Tarkan konserinin biletleri yalnızca Biletix üzerinden temin edilebiliyor ve en ucuz bilet 58,50 lira. Sırf bu ayrıcalıktan ötürü bile festivalin asıl amacının “bahar”la ilgisi olmadığını kestirebilirsiniz. 6 Mayıs günü, güneşin batmasına yakın, kampüs içinde yürürken “Alternatif Sahne” adı verilen ve “bedava” konser izleyebildiğiniz yerin yakınından geçiyordum. İşittiklerim ve sonrasında düşündüklerimi yazmalıyım: Alternatif sahne adı verilen mekân, eskiden kulüp odaları olarak kullanılan, fakat bu senenin başında “Simmit” adında bir ticarethaneye çevrilen kafenin önündeki yeşil alana kurulmuş. Sahnedeki amatör müzik topluluğu, birkaç kişilik gruplar halinde çimlere yayılmış –sayıları yaklaşık 100-150 olan öğrencilere Rage Against The Machine’in “Killing in the Name of” şarkısını çalıyordu. (Bilmeyenler için, RATM etkin olduğu dönemde sosyalist fikirlere sahip –ülkemizde alışık olunmadığı üzere– yalnızca müzik yapmayan bir topluluktu.) Her neyse, şarkının bir yerinde grubun vokalisti, Zack de la Rocha’ymışcasına ve söylediği şeyin ne anlama geldiğinde bihaber şöyle diyor ve ne tesadüf ki, ben de tam oraya denk geldim: “They use force to make you do what the deciders have decided you must do.” Festivalin nitelik ve niyetini göz önünde bulundurarak ister sahnedeki müzik grubu, ister dinleyiciler, isterse benim açımdan değerlendirin durumu, sonuç sabittir: Tam bir karmaşa –belki de komedi. Ben bir İTÜ öğrencisi olarak festivali boykot ediyor ve konserlere katılmıyorum. Okul içinde arkadaşlarımla bu yazı paralelinde konuştuğumda, “O paraya o kadar adamı başka nerede dinleyeceksin?” ya da “Tarkan bu olm!” gibi şeyler işitiyorum. İşe bakın ki, aynı kişiler İTÜ Ayazağa Kampüsü’ne kurulmuş ve işyerleri olarak şirketlere kiralanan “Teknokent” binalarından da rahatsız değil. Bütün bunlar “sindirmek”le alakalı olaylardır. Zamanında üniversite içine şirket binası kurulmasına yeterince tepki gösterilmediği için, bugün ücretli festivaller yapılabilmekte, üniversitelerin ticarethaneye çevrilmesinde bir sakınca görülmemektedir. Şimdi ses çıkarmazsak, bu işin sonu en iyi ihtimalle üniversitelere polis girmesi olabilir. Son olarak, üniversitelerin ticarethaneye çevrilmesine ve rantçı rektörlere, HAYIR!

, , , , , , , , , , , , , , ,
Share
Share