Psikiyatri koğuşundan bildiriyorum

Psikiyatri koğuşundan bildiriyorum

ON8
10 Ekim 2011

Gençlik, birçok sıçramanın bir arada yaşandığı bir dönem. İşin bizi ilgilendiren yanı elbette edebiyat. Bir gün Pıtırcık’ın yaramazlıklarını okurken, ertesi gün bir bakmışız Kafka’nın karanlık labirentlerinde geziniyoruz. Çünkü özellikle gençlere yönelik bir yayıncılık yapılmıyor Türkiye’de ve onlar da yetişkinler için varolan kitaplara yöneliyorlar. Çocuk yayıncılığımızın bile ne zorluklar çekerek yol aldığı düşünülürse garip değil belki bu.

Oysa okuma nedenimiz ne olursa olsun, okuma uğraşı da kademe kademe ilerlediğimiz bir uğraş. Genç okurun meselelerinin birer edebi ürün olarak dile getirilmesi ve bu ürünlerin gençlerle buluşması önemli. Gençliğin ne çok meselesi, buhranı, kafa karışıklığı, ilk adımı olduğunu düşünürseniz, gençlerin bir gençlik edebiyatına duydukları ihtiyacı da inkâr edemezsiniz sanırım.

Farklı yayıncıların on beş yaş üstü kitapları olduğu, bu kitapların gençlere olduğu kadar yetrişkinlere hitap ettiği de doğru. Ancak Doğan Egmont’un 16-25 yaş grubu için oluşturduğu Dex markasından başka görünür marka olmadığı da malum gençler için. En azından bir hafta öncesine kadar böyleydi durum. Günışığı Kitaplığı’nın ON8 adlı markası üç kitabıyla raflarda yerini aldı. Edebiyatta, gençler açısından konuşulamayanı konuşmak, korkulandan korkmamak için yola çıkıyor ON8 ve kitap seçimlerine bakılırsa, güzel bir yol gideceğe de benziyor. Yayınevi hâlâ süren Köprü Kitaplar dizisiyle tutarlı ve kararlı davranacağının sinyallerini de epeydir gönderiyordu zaten.

Sondan başa doğru anlatım

ON8’in haberi geldiğinde, daha kitaplar matbaadayken, yayınevinden Mehmet, kitaplardan özellikle birini benim okumam için seçip çıkışlarını bana yolladığını söyledi. Kargo gelip de kitabın başlığına baktığımda kısa bir kahkaha attım: ‘İntihar Notlarım’. Altından kalkması zor travmaları bir kenara koyarak söylüyorum, hangimiz ölürsek anne babamızın ne hissedeceğini ya da sadece canımıza kıymamızın nasıl bir şey olduğunu merak etmemişizdir gençlikte. Hangimiz terk eden sevgiliye ağır bir vicdan azabı cezası vermeyi aklımızdan geçirmemişizdir. Veya yalnızca yolun burda bittiğini hissetmişizdir. Konu benim boyumu fazlasıyla aşsa da, gençliğin sarsıntıları insanın aklından intihar düşüncesini pekâlâ da geçirebilir diye düşünüyorum.

İntihar Notlarım, Jeff adında bir gencin, kendisini intihara götüren olaylara dair tuttuğu bir günce bir anlamda. Ancak Jeff bu notları intihar denemesinden önce değil, sonrasında yatmak zorunda kaldığı psikiyatri koğuşunda tutuyor. Bir nevi sondan başa doğru anlatıyor yani olayları. Bulunduğu yere ait olmadığı düşüncesiyle grup seanslarını ya da doktorla baş başa gerçekleştirdikleri terapi seanslarını reddetmesi, deli kefesine konduğu için isyan ederken aynı mekânı paylaştığı yaşıtlarındaki arızaları kolayca delilik diye nitelemesi, bazı meseleleri gündeme getirmekten ısrarla kaçınması, eleştirdiği insanlar gibi peşin hükümlü olabilmesiyle başlayan hikâyesi kendini ve diğerlerini anlamaya yaklaşmasıyla sonlanıyor diyelim.

Jeff on beş yaşında bir genç. Bileklerini kestiği an, astronotlar gibi uzayda salınıp tertemiz bir havayı soluduğunu hissetmiş belki, ancak kurtarıldıktan sonra yine tıpkı astronotlara olduğu gibi yeryüzünün kokusunun çürüyen bir ete benzediğini düşünüyor. Herkesin bunu neden yaptığını söylemesini beklediğinin farkında. Bu soruya tek yanıtı var: “Yalnızca içimden geldi.” Ama gerçek öyle mi ya!
Jeff tek başına ve koğuşunda dört kişi daha var! Annesinin sevgilisinin tacizine uğradığı için adamı çakmak gazı ve kibritle yakmaya kalkışan Alice. Kendini boğmaya kalkışan ama adamın biri kurtardığı için ölmeyen Sadie. Sırları işin sonunda çözülecek Juliet ve Bone. Koğuştan ayrılanların yerini dolduran Rankin, Sincap, Martha…

İnsanların korktukları şeyleri öldürdüklerini düşünen (haksız mı böyle düşünmekte?) Jeff, ailelerinin ve kendilerini seven insanların da kendilerinden korktuklarının farkında, ancak kendi kendinden, varoluş şeklinden korktuğunun farkına terapi sürecinin sonunda varacak ve o zaman da onun için yeni bir kendini tanıma süreci başlayacak. Notlarının arasında şöyle iki cümle var:

“Bence, gerçeği bulmak için fazla derine inerseniz böyle oluyor. Zehir ortaya çıkıyor ve gerçek ellerinizde masmavi ışıldasa da sonunda ölüyorsunuz.” Gerçek Jeff’i fiziki anlamda öldürmese de, ailesinin yüreğinde masmavi ışıldıyor diyebiliriz ve elbette Jeff’in kendisinin bile tanıdığını sandığı Jeff ölüyor ve yeni, kimsenin tanımadığı ve “normal” şeklinde sınıflandırmayacağı bir Jeff kalıyor geriye. Çok değişmiş olsa bile, değişmemiş bir dünyaya döndüğünün farkında bir Jeff.

Tarihi geçmiş bir peri tozu gibi

Hikâyenin tadını kaçırmadan ancak bu kadarını anlatmam mümkün. “Cennette her kim oturuyorsa, elinde bir bok çuvalı var ve günde birkaç kez, içinden dünyaya bir avuç serpip, her şeyin çıldırmasına neden oluyor; sanki tarihi geçmiş bir peri tozu gibi,” diyor ya Jeff. Gençlik de belki her sabah üzerimize bayat peri tozu serpilen bir dönem. Ama insanlar gençleri anlayana, onların her tür hakkına saygı gösterene, onları cinsel ya da fiziksel açıdan sömürmeyi bırakana kadar binlerce genç kendini öldürmeyi denemeyi sürdürecek. Ve biz hayatta kalanların bile kurtulduklarından asla emin olamayacağız.

Bu anlamda İntihar Notlarım gençleri birileriyle konuşmaya yöneltebilecek bir kitap. Hatta vakit ayırıp okuyacak ebeveynlere de “bana bir şey anlatmıyorsa sorun yok demektir” düşüncesinin ne kadar yanlış olduğunu gösterebilir pekâlâ.

ON8’de seçenek çok

ON8 yeni seçeneklerle çıkıyor gençlerin karşısına, bu seçeneklere bir göz atmakta fayda var. Bu yeni markanın diğer kitaplarından Kırmızı Başlıklı Kız Ağlıyor, bir genç kızın kabusunun, çaresizliğinin öyküsü. Bir ilk aşkın gölgesindeki hikayede ürkütücü sorular var. Malvina’nın büyükbabasının ellerinin neden bu kadar büyük olduğu gibi! Bir yol hikayesinin anlatıldığı Var Mısın? Yok Musun? ise, biri eksikse diğeri tamamlayan, biri yalnızsa diğeri kalabalıklaştıran, biri korkaksa diğeri cesur iki yakın arkadaşın hikayesi. Suçlu ve Bağlantı adlı romanlar da yoldaymış. ON8’in yolu açık olsun ve gençlerle buluşsun umarım…

Aslı Tohumcu
Radikal Kitap, 16 Eylül 2011
Kaynak

, , , , ,
Share
Share