Hayat bugün ve yarından ibaretse

Gerçekten kim olduğunuzu sizden daha iyi kim bilebilir? Anneniz mi? Çekirdek aileniz mi? Birinin sizi gerçekten tanıyabilmesi için aranızda kan bağı mı olması gerekir? Belki de sizi en iyi, kendinizi savunma ihtiyacı duymadan hikayenizi anlatabildiğiniz insanlar tanıyordur… Öyle midir? Zaman zaman kendisine bile görünmeye tahammül edemeyen insan, bir başkasının önünde hikayesini “olduğu gibi” anlatıp, varlığını çırılçıplak soymaya cesaret edebilir mi? Yeryüzünde herhangi bir hikaye olduğu gibi anlatılabilir mi ki?

Anne Cassidy‘in 2004 yılında yazdığı ve ON8 tarafından Türkçe’ye çevrilerek yayınlanan JJ Kim? (Looking for JJ); kimliğini değiştiren insanın gerçekten bir başkası olup olamayacağını tartışıyor. 10 yaşında işlediği bir suçtan dolayı 6 yılını ıslah evinde geçiren, sonrasında kimliği değişitirilerek “ikinci bir şans” verilen JJ’in hikayesi üzerinden sorguluyoruz herhangi bir nedenle bir başkası olmanın ya da bir önceki halden kurtulmanın ne kadar mümkün olduğunu…

Kendimizi birine anlatmak, kaçınılmaz olarak geçmişimizi anlatmaktır. Tarihi olmayan biri, kendisini başkalarına tanıtmak için ne anlatabilir? Peki ya ortada bir tarih varsa ve o tarihin bir nedenle anlatılmaması gerekiyorsa ne yapmalı? Böyle bir tarihin baskısı altında bugünü nasıl yaşamalı?

Bugünün kıymetini ve anlamını JJ’den daha iyi anlayamaz kimse. Annesini, babasını, büyüdüğü yeri, çocukluğunu gizlemek zorunda. Onun yalnızca bugünü ve yarını olabilir. Düne ait hiçbir şeyden bahsetmemesi gerekiyor.

Geçim kaynağı güzelliği olan bir annenin, yine güzel mi güzel oyuncak bebeklerle büyüyen kızı aslında JJ… Annesinin güzelliğini seyretmeye doyamamış hiçbir zaman ama bir yandan da annesi tarafından görmezden gelinmiş daima. Anne, hayatını kazanmak için girdiği çevrelerde kariyerini sürdürebilmek için kızını yok saymayı tercih etmiş. JJ sadece annesinin hayatını zorlaştırdığını düşünmeye alışmış zamanla… Bu yüzden de kendi başının çaresine bakabilen bir kız çocuğu olmaya karar vermiş. Annenin güzelliği para etmemeye başladığında ise hayat hr ikisi için de çok zorlaşmış. Başka evler, bakım evleri, sosyal hizmetler, akrabalar ve komşular arasında parçalanmış JJ. Aslına bakılırsa, JJ’nin annesi hem kendini hem kızını zamanla ve yavaş yavaş yok etmek için gerçekten çok çalışmış.

Bir zaman sonra bir şekilde hayatını düzene sokmayı beceren annenin kızına verdiği yegane lüks düzenli bir okul ve arkadaş sahibi olabileceği bir semtte ev… JJ için arkadaşlar önemli. Çünkü ancak bu şekilde kendisinin de sıradan, normal bir insan olduğuna kanaat getirebiliyor ve öyle olabilmeyi gerçekten çok istiyor. Öte yandan insanlara kendi mülküymüş gibi davranmayı seviyor JJ. Başına gelenler insanların birbirlerini mülk edinemeyeceklerini öğrenmesini sağlıyor… Ama nelerden sonra?!!

Kendisiyle artık görüşmek istemediğini söyleyen en yakın arkadaşına sinirlenip tepkisini çocukken kazayla onu öldürerek ifade ediyor JJ. Olaydan sonra hayatını yoluna koyması için ona ikinci bir şans olarak yeni bir kimlikle yaşaması sağlanıyor. Ne var ki kimlik değiştirmek, hayatın sıfırlanması anlamına gelmiyor.

JJ Kim?, kimliğimizin ve geçmişimizin yardımı olmadan, hatta onların bize düşmanlık edebileceği bir durumda bugünle nasıl başa çıkılabileceği sorusuna cevap arıyor. Karanlık bir öykü üzerine kurgulanmış olsa da kitap, hayata tutunmanın, gerektiğinde yeniden başlamanın imkansız olmadığını vurguluyor. Sözün kısası JJ Kim, hayatın sunduğu iyiliklerin ve kötülüklerin sınırsızlığına dikkat çekiyor…