Dağın haberi olsun #12

Dağın haberi olsun #12

ON8
17 Şubat 2012

Kitapçı açacaklara tavsiyeler!

Hayatının çoğunluğunu avukatlık yaparak geçiren, çocuklarının üniversiteyi bitirdiğini gördükten sonra da farklı bir şeyler yapmak isteyen “jlstahre”, ikinci el kitap satan bir dükkân açıyor ve deneyimlerini de blogunda paylaşıyor. Ekonomik durgunluğu ya da e-kitap piyasasını hesaba katmadığını söyleyen kitapçı, şu anda zamanının büyük kısmını okuyarak geçirdiğini söylüyor ve kitapçı açmak isteyenlere, 25 adet pırıl pırıl evladiyelik tavsiyede bulunuyor. Bunları okuduktan sonra kitapçı açmak isteyen olursa, ON8’le irtibatı koparmasın lütfen!

Bunlardan bazıları:
2. Kitapçınızının bütçe kalemindeki kâr hanesini yarı yarıya indirin. İnsanlar artık rafları sevmiyorlar.
4. Birisi dükkânınıza gelip size “Her şeyden biraz okurum” diyorsa, romantik kitaplar arıyor demektir.
8. Dükkânın dışındaki bir sepete ücretsiz kitap koymuşsanız, istediğiniz kadar tabela asın, yine de haftanın günü insanlar gelip onların gerçekten ücretsiz olup olmadığını soracak. Kimisi dükkâna girip, içerideki kitapların da mı ücretsiz olduğunu soracak.
9. Ödeme yapılırken karşılıklı bir iletişim söz konusu olacaksa, kimse kişisel gelişim kitabı almıyor. Rafta yer kaplamasın, onları da sepetin içine atın.
24. Hem üzücü hem de gerçek: Bazı insanlar gerçekten kapaktaki renge göre kitap alıyor.

Kaynak: Salon.com

***

Paulo Coelho, torrenti destekliyor

Edebiyat söz konusu olduğunda dünyanın en çok satan yazarlarından Paulp Coelho, blogunda yazdığı bir yazıda, okurlarına kitaplarını ücretsiz olarak indirebileceklerini söyledi. Dünyanın en büyük “korsan” dosya paylaşım sitesi olan The Pirate Bay’de kitaplarının ücretsiz olarak indirildiğinin farkında olan Coelho, bunu engellemek adına hiçbir çabaya da girmiyor. Tersine, kitapları korsan olarak dağıtılsa bile, asıl kitaplarının satışlarının sürekli arttığından dem vuruyor. “Kitaplarımı ücretsiz olarak indirebilirsiniz. Hoşuna giderse, işte o zaman gidip satın alabilirsiniz. Bu sayede endüstriye, açgözlülüğün bizi hiçbir yere götürmeyeceği mesajını vermiş oluruz,” diyor. 1988 yılında yayımlanan The Alchemist (Simyacı, Can), tüm dünyada 65 milyondan fazla kopya satmayı başaran, İngilizce harici bir dilde yazılmış nadir kitaplardan biridir. Coelho ayrıca, ABD’de tartışılan SOPA yasası için de bir anti-kampanya başlatmıştı.

***

Dünyada en çok satan kitaplar hangileri?

Madem konu en çok satan kitaplardan açıldı, oradan devam edelim. Biliyorsunuz edebiyat dünyasında iki önemli kavram vardır: best-seller (çoksatan) ve long-seller (uzunsatan). İlki, denenmiş kodlara göre yazılan, tüketimi kolay ve hedef kitlesi görece belli olan kitaplardır. Bunlar belirli bir tanıtım stratejisiyle, tıpkı birer ürün gibi pazarlanabilir. Burada neyin yazıldığından ziyade, nasıl pazarlandığı önemlidir. İkinci grup ise, nitelikli edebiyat diyebileceğimiz, kodlara ve klişelere uygun olmaktansa onları yıkmaya ve yeni sözler etmeye meyleden edebiyatı kapsar. Bunlar da, değeri zamanla anlaşılacak minvalinde bir isimle taçlandırılan “uzunsatan” kitaplardır. Peki, çoksatan kitaplar listesindeki durum ne? Wikipedia bize bu konuda çok güzel bir derleme sunuyor. Tek hacimlik kitaplar, diziler ve sürekli güncellenen kitaplar başlıklarına ayırdığı çoksatanlar listesinin en üst sırasına, 100 milyondan fazla kopya satan kitapları dizmiş. Son kategoriyi atlayalım, ilk iki kategorinin isimlerine şöyle bir bakalım isterseniz:

Tek hacimlik kitaplar – 100 milyonda fazla kopya
1. A Tale of Two Cities (İki Şehrin Hikâyesi), Charles Dickens, 200 milyon adet
2. Le Petit Prince (Küçük Prens), Antoine de Saint-Exupéry, 200 milyon adet
3. The Lord of the Rings (Yüzüklerin Efendisi), J. R. R. Tolkien, 150 milyon adet

Diziler – 100 milyondan fazla kopya
1. Harry Potter, J. K. Rowling, 450 milyon adet
2. Goosebumps, R. L. Stine, 350 milyon adet
3. Perry Mason, Erle Stanley Gardner, 300 milyon adet

İlk 3 listesinin ortak özelliği, Küçük Prens hariç hepsinin İngilizce yazılmış olması. Dolayısıyla tüm dünyada konuşulan “evrensel” bir dilde yazıyor olmak, satışlarınıza da etki yapıyor. Türkiye’de ilk baskıların genelde 1000-2000 düzeyinde seyrettiğini ve tekrar baskı oranının da oldukça düşük olduğunu hesaba katarsak, bu listedeki rakamlar elbette akla mantığa sığmıyor.

, , , , , , , , ,
Share
Share