Karatahtamı geri verin!

Karatahtamı geri verin!

ON8
30 Ekim 2012

Eminim herkes bundan birkaç yıl önce çıkmış, akıllı tahta illetini bilir. Hani şu parası öğrencinin cebinden çıkan, tırnak yedirten teknoloji.

Hiçbir zaman teknoloji karşıtı olmadım ama şu elektriğe muhtaç aletler insanı bayağı bir soğutuyor.

Üst kattaki sınıfın boş derslerini yakından takibimizi kolaylaştıran titrek projeksiyondan tutun, kalem algı sistemi zırt-pırt sapıtan tahtasına kadar her şeyi beni sinir ediyor. Hele bir de ana bilgisayarda sorun varsa, gün iyice ilginçleşiyor.

Ah, tabii bir de akıllı defterler var. Bu sene bizim okulda kullanılacağı söylenmişti…

Akıllı defter denilince biz de heyecanlandık tabii. Tablet kıvamında bir şey bekliyorduk. Elimize yüz sayfalık kitapçıklar tutuşturulunca kendimizi birazcık kazıklanmış gibi hissettik. Neyse bu defterler, bildiğimiz okul kitaplarının pahalı versiyonu. Akıllı olduğu fikrine nereden kapılmışlar bilinmez.

Defterin özelliği, normal müfredata uygun hazırlanmış konu anlatımlarıyla dolu olması. Belirli yerlerdeki boşlukları doldurmakla sınırlandırılmış durumdasın, eğer dersin hocası bir çılgınlık yapıp yıllardır alıştığı işleyişe göre not tutturmak isterse devreye, renkli ve yapıştırdığın yerde “duramayan” post-it’ler giriyor. Sen o minicik kağıtlara not tutmak için o kadar uğraş, sonra sınav haftasında  “lan ben buraya ne yazmışım?” diye söylen!

Ama bu defter asıl; defteri inatla  ekrana yansıtıp ama o müfredata göre ilerlemeyi reddederek kendi kendine ders işleyen hocaların dersinde hiç çekilmiyor. Madem aldırdın, adam gibi kullan. Haksız  mıyım?

Ama asıl acıklı yanı, teneffüslerde o güzelim karatahtaya yapılan karalamaların yazılan isimlerin artık olmayışı…

Ahh, ne  güzel günlerdi onlar…

 

Asya Efsun Kalafat, 10. Sınıf öğrencisi

, , , ,
Share
Share