İnsanın bu evrende bir önemi var mı?

İnsanın bu evrende bir önemi var mı?

Ali Ünal
20 Ağustos 2012

Yaklaşık 15 milyar yıl önce büyük bir patlamayla oluştuğunu tahmin ettiğimiz (ve aslında bu konuda çok sağlam da kanıtlarımızın olduğu) Evren, küçük bir nokta halinden zaman içinde genişleyerek genişleyerek şimdiki sonsuz(?) boyutuna ulaştı. Sıcaklık ve basıncın etkisiyle atomaltı parçalar biraraya gelip atomları, atomlar da elementleri meydana getirdiler. Kütle çekimin etkisiyle dönmeye başlayan elementler birleşti, birleşen elementler döndükçe yuvarlaklaştı ve gezegenleri, yıldızları ve uyduları meydana getirdi. Kimisi patladı uzaya savruldu, kimisi yörüngeye oturup milyarlarca yıl boyunca döndü durdu. Dünya da, bu durmadan kurulup dağılan evrende bir toz bulutu olarak bir araya gelen elementlerce bundan yaklaşık 4,5 milyar yıl önce oluştu. Güneş’e, suyun ne buharlaşacağı ne de buzlaşacağı bir uzaklığa yerleşerek sıvı suyun toprakta kalmasını sağladı. Bu sayede de bugün bildiğimiz canlılık, önce sudan başlayarak sonra karaya evrildi ve nihayet, Dünya’nın en karmaşık ve en gelişmiş canlısını meydana getirdi: Serdar Ortaç! Öhm, elbette insandan bahsediyorum. Homo sapiens sapiens.

İnsanın atası olan Homo cinsi (genus=cins) bundan yaklaşık 2,5 milyon yıl önce evrilmiştir. Bizim bildiğimiz ve magazin gazetesi okuyan insanın tarihi ise 200.000 yıl geriye kadar gider. Homo cinsine dahil olan, ancak varlığını bugüne kadar devam ettiren tek canlı insan olmuştur. Beyin hacminin gelişimi ve ortama uyum sağlama konusunda üstün başarısıyla dünyaya kazık çakmış görünen insanlığın karşısında şimdi, o kadar acele olmasa da, önemli bir sorun baş göstermektedir. İnsanlar daha ne kadar yaşayabilecekler? Dünyanın, bizden önceki hâkim canlısı Dinozorlar, bu dört başı mamur memleketi tam 165 milyon yıl boyunca hükmetmişlerdir. Peki, tarihi henüz şunun şurasında 200.000 yıl olan insanlık, böyle bir başarıyı elde edebilecek mi? Dünya daha ne kadar daha yörüngesinde kalacak? Yeryüzünün kaynakları ne zaman tükenecek? İnsan, başka canlılarla karşılaşabilecek mi? İnsanlık, yeni bölümüyle birazdan burada.

Dünya Tarihi

Bu yukarıda gördüğünüz saat, dünyanın yaşını bir güne indirip 24 saatlik döngüsel bir kadran haline getirerek önemli olayları işaretleyen ilginç bir evrim haritası olarak işlev görüyor. 4,5 milyar yaşındaki dünyanın ömrünün de 4,5 milyar olduğu önkabulüne göre hazırlanmış bir ilginç harita, evrim tarihindeki mihenk taşlarını de belirliyor. Amacıysa, insanlığın oluştuğu ânın, dünyanın tarihi göz önüne alındığında ne derece bir öneme sahip olduğunu insanlara göstermek. Bunu yaparken de şu soruyu sorduruyor: Dünyanın tarihini bir güne sığdırmış olsaydık, insanlığın oluşumu gece yarısından önce saat ancak 23.58’e denk gelmiş olacaktı. Dünyanın koca tarihi içinde hepi topu iki dakikalık bir yere sığan insanlık, acaba kendini dünyanın en önemli varlığı olarak görmekte haklı mıdır, değil midir?

(Küçük matematiksel bir yardım. Yapılan metaforik eşleşmede 1 saniye 52.083 yılla gösteriliyor. İnsanlığın oluşumu da böylece 4 milyon yıl öncesine denk geliyor. Bu da haritayı hazırlayanların, modern insanı değil de insanlığın atası olan primatların başlangıcını kerteriz aldığı anlamına geliyor. Dünyanın yaşı da 4,5 milyar yıl olarak kabul ediliyor.)

Buradan elde ettiğimiz aydınlanmayla birçok kişi insanlığın, dünyanın tarihinde çoooook çok küçük bir yer kapladığını, bu nedenle de dünya ve evrim tarihinde hiçbir önemi olmadığı sonucuna varıyor. 4,5 milyarlık dünya tarihinde, hepi topu 200.000 yıllık bir tarihi olan insanlık gerçekten de bu kadar önemsiz mi? Ben, biraz önceki cümleyle ayırdığım topluluğa ait değilim. İnsanın da bir önemi olduğuna ve bu metaforik yaklaşımların sadece spekülasyonda kaldığını ve popülist söylemlere araç edildiğine inanıyorum. Bunun sebebini de haritanın yaptığı önkabullerden birini “kabul” etmeyerek ve evrimin bazı hususlarının altını çizerek açıklamak istiyorum. Binlerce evrim vaaar!

Bu haritanın önkabullerinden biri, dünyanın tarihini dünyanın yaşı olarak almak. Yani 4,5 milyar yaşındaki dünyanın yakında yok olacağı hesabına dayanıyor. Bu elbette yanlış bir önerme değil, ancak eksik. Her gezegenin ve yıldızın olduğu gibi dünyanın da bir yaşı, amiyane tabiriyle bir son kullanma tarihi var. Ancak bu tarih henüz kesin değil. Güneş’in etrafında dönen dünyamız, onun enerjisiyle ısınmaya devam ettikçe yeryüzündeki yaşam da devam edecek. Dolayısıyla yeryüzündeki yaşam, Güneş’in yaşamına sıkı sıkıya bağlı. 5 milyar yaşında olan Güneş, çekirdeğindeki helyumun artışıyla ısısını da sürekli artırıyor. 1 milyar yıl içinde bu artış oranı %10, 4,5 milyar yıl içinde de %40’lara kadar çıkacak. Elbette bu sıcaklık artışı dünyada da en ufak bir su kütlesi bırakmayacak, yaşam da ortadan kalkacak. Buradaki asıl soru, bu artışa en son hangi noktaya kadar dayanabileceğiz?

Bu konuda iki ayrı teori var. Bunlardan ilki, dünyanın 500 milyon yıl daha ömrü olduğunu söylerken, bir diğeri dünyaya 2,5 milyar yıl daha ömür biçiyor. Eninde sonunda yok olacak dünyamızın yaşı böylece 5 milyar ile 7 milyar arasındaki bir tahmin aralığında oynuyor. Dolayısıyla yukarıda 24 saatlik dilimle sınırlanan Dünya, aslında o saatin gösterdiği zamandan biraz daha uzun yaşayacak ve bana kalırsa da insanlığa olan bakış açısı, harita için küçük olsa da algılarımız için büyük bir açıyla değişecek. Saati bu anlamda oynatmak için aşağıdaki matematiksel işlemleri sırayla takip edebilirsiniz efenim:

Şimdi tekrar yukarıdaki haritaya bakalım. Saat 17.50’nin denk geldiği yeri incelediğimizde (6 PM olarak gösterilen yer), insanlığın dünyanın yaşının 3/4’ünde oluştuğunu ve önünde 1/4’lük bir zaman daha kaldığını görüyoruz. 23.58’e sıkışmış insanlık, şimdi biraz daha zaman kazanmadı mı dersiniz? Gece yarısında Dünya’nın yok olacağını düşünerek hazırladığımız bu metaforik saatte şu anda vakitler 17.50’yi gösteriyor. Yani akşam üzeri, işimizden henüz çıktığımız ve trafikte eve gitmek için kendimizi harcadığımız vakitlerdeyiz. Geceye henüz 8 saat (1,5 milyar yıl) daha var. Gerçekten önemli değil miyiz, gerçekten şu çocuk bize yer vermek zorunda değil mi?

Aslında bütün matematiklerimin amacı buydu: Bizler önemsiz değiliz. Evrimin tarihinde yaşam şansı bulmuş her canlı kadar önemli, her canlı kadar önemsiziz. Ne onlardan bir ayrıcalığımız var ne de üstünlüğümüz. Evrimde ast üst ilişkisi olmaz, evrim o anki şartlarda hangi canlının yaşama şansını daha çok görüyorsa o yönde ilerler. İnsanın bir önemi olmadığını, şu durmadan kurulup dağılan evrende bir değerinin olmadığını söylemek, önemli olan bir şey olduğu anlamına gelir. Evrimin bir tasarısı, mükemmele doğru yönelen bir niyet olduğu anlamına gelir. Ne yazık ki bu doğru değildir. Evrim, mutlak bir mükemmeli aramaz. Evrim, o anki şartlardaki mükemmeliyeti arar. O şartlarda hayatta kalınabilecek formülleri arar. Bundan 100 milyon yol sonraki türler, “gelişmişlik” anlamında bizden daha kötü olabilir. Evrim buna bakmaz. O canlı o şartlarda yaşayabilen tek canlıysa, o zaman en “mükemmel” canlı odur. İnsanlığın, insanlığımızın başına gelen de bu. Ne kendimizi dev aynasında görerek, ne de itin poposuna girerek.

Ortaçağ karanlığı, yüz yıllar boyu halkı, Dünya’nın Evren’in merkezi olduğuna inandırdı. İnsan öyle mükemmel ve öyle yüceydi ki, bulunduğu gezegenin her şeyin merkezinde olması ve gezegenlerin, o insanın gezegeninin etrafında dönüyor olması onun mükemmelliğinin de bir göstergesiydi. Zaman ilerledi, Aydınlanma Çağı geldi ve doğru sanılan bütün varsayımlar tepetaklak oldu. Şimdi Evren’in merkezinin Dünya olduğunu söylerseniz aforoz edilirsiniz. Aynı durum şu anda yaradılışçılar için geçerli. Yaratılan varlıkların en mükemmeli gördükleri insanı, her şeyin merkezine koyuyorlar. Hayvanlar, bitkiler ve doğa, insanlar için varmış ve insanların varlığı sürsün diye yaşıyorlarmış sanıyorlar. Yukarıda verdiğim haritanın tek bir işe yarar yanı varsa, bu düşüncede olan insanları biraz olsun aydırmak, uyandırmaktır. İnsanlığın hem hiçbir şey hem de her şey olduğunu, aynı anda, bir bütüne ait herhangi bir parça olduğunu fark ettirmektir. Hâlâ şüpheleri olan ve insanın en yüce varlık olduğuna inananlar için Serdar Ortaç’tan gelsin:

Eppur si muove!

, , , , , , , , , , ,
Share
Share